8 Mart 2010 Pazartesi

Charles Bukowski

Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayattta.

Tabii ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız.

Egemenlik gerçekten milletin olduğunda hükümetlere gerek kalmayacak; o zamana kadar boku yedik.

Cinsel ilişki; şarkı söylerken ölümün kıçına tekmeye basmaktır.

Hiçbir şey gerçek kadar sıkıcı olamaz.

Hayat ile Sanat arasındaki fark, sanatın daha katlanabilir olmasıdır.

Bira içmek için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin.

Aşk bir emre dönüştüğünde, nefret hazza dönüşebilir.

Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.Toplumun beni şekillekendirmesinden hoşlanmam.

Acı çekmek için ayyaş olmak, bir kadın tarafından sıfırlanmak gerekmiyordu , ama acı çekip ayyaş olunabilirdi. Bir süre, gençlikte özellikle, talihin senden yana olduğunu sanabilirdin, bazen senden yanadır da gerçekten. Ama senin farkında bile olmadığın ve senin aleyhine işleyen birtakım ortalama hesaplar ve kanunlar vardır, her şeyin yolunda gittiğini sandığın zamanlarda bile.Bir gece, sıcak bir salı gecesi o ayyaş sen oluverirsin, sensin o ucuz pansiyon odasında olan, ve daha önce o odalarda olmuş olmanın da bir yararı olmaz, daha da kötüdür hatta, çünkü bir daha bu duruma düşmemeye karar vermişliğin vardır. Bir sigara daha yakmaktan, bir içki daha içmekten, o sıvası dökük duvarlarda bir çift göz, bir çift dudak aramaktan başka bir şey de gelmez elden.


Bookmark and Share

 

Björk

Benim bir dinim varsa eğer, o da doğadır. “neresi benim kilisem olabilir, ibadetim nasıl olabilir” diye geçiriyordum içimden. Bir buzula tırmandım, dizlerimin üstüne attım kendimi ve ağzıma bir parça kar alıp erisin diye bekledim.

Bu sert huzursuzluk beni özgürleştiriyor. Bilinmezlik etrafımı sardığında kendimi evimde hissediyorum.

İnsan davranışının bir haritası yoktur.


Benim bir dinim varsa eğer, o da doğadır. “neresi benim kilisem olabilir, ibadetim nasıl olabilir” diye geçiriyordum içimden. Bir buzula tırmandım, dizlerimin üstüne attım kendimi ve ağzıma bir parça kar alıp erisin diye bekledim.

Ölüyü oynuyorum. Acıyı durduruyor.
 
Hepsini gördün ve bütün gördüklerini kendi küçük ekranında daima gözden geçirebilirsin. Işığı ve karanlığı, büyüğü ve küçüğü. Sadece aklında tut. Ne olduğunu gördün ve ne olacağını biliyorsun. Hepsini gördün - daha fazla görecek birşey yok.



Bookmark and Share

Aslı Erdoğan

Bugün artık biliyorum: Hayatin bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandir ve biz böyle bir insanı, ilk firsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.

Dünya bu kadar hüzünlüyken insan sarhoş olmalı.

Cehenneme giden yolların iyilik taşlarıyla döşendiğini söylerler. Taşların altını kaldırıp bakın, göreceğiniz şey ikiyüzlülüktür.

Genç ve güzel bir kadınsanız eğer, erkekler gövdenizi asla reddetmezler, sizi reddetseler bile.

Nesneler, olgular, pul pul yalanlar, şatafatlı bahaneler, şişirilmiş egolar, kirli yüzlerde tutmayan makyajlar...

Yaralar çoğu kez dilsizdir, ama bir konuştular mı, sesleri korkutucudur ve yalan söylemeyi beceremezler.

İnsanların küçük, hoş, sevimli seslerini, herhangi bir tutku, acı ya da derinlik içermeyen, eğitimli, evcil, cilalı kahkahalarını dinledim. Yoluma devam ettim. Sonuçta herkes kendi yalnızlığından hoşnuttu. 

Bazen bir düşten uyanır gibi hayatımdan uyanmayı bekliyorum, ama inan, sözünü ettiğim ölüm değil gene.

Yalnızlığa öyle alışmıştım ki, bir başkasının varlığını ancak bir tehdit olarak algılayabiliyordum. Yabani bir hayvanın insan karşısında tedirginliğine benzeyen bir duyguydu bu.

Akılcı, mantıklı yaklaşımlardan, ucuz sevgi sözcükleri kadar iğrenirim; yeryüzü zekalarından başka bir şeyleri olmayan insanlarla yeterince dolu zaten.


Bookmark and Share


 

4 Mart 2010 Perşembe

Cesare Pavese'den

Hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez . Kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona aşık olacak kadar akıllıdır. 

Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum.
Bir başkasıyla ilişki kurmak neden daha iyi olsun, anlamak olanaklı değil. Belki de bir yanılsamadır, çünkü insan, çoğu zaman tek başına da huzur (mutluluk) bulabilir.

İnsan kendini bir kadına duyduğu aşk yüzünden öldürmez.Aşk bizi tüm çıplaklığımız, sefilliğimiz, düşkünlüğümüz ve hiçliğimizle açığa vurduğu için öldürür.  

Yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi.  

Birisine iyilik etmeye çalış. Çok geçmeden onun hoşnutlukla parlayan yüzünden nasıl tiksindiğini göreceksin.  

Sıkılgan katillerdir intihar edenler. Sadizm yerine mazohizm.  

Kadinlar kendilerini güçsüz olana bir idol, güçlü olana bir eşya gibi sunarlar.

İntiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapamamasıdır.

Asıl büyük ve korkunç gerçek şudur: hiçbir işe yaramaz acı çekmek.


Bookmark and Share


 

Umay Gedikoğlu'ndan

Her gölge hayatımdaki çığlığını bulup kayboluyordu.

Ölünceye dek seni seveceğimi sanmıştım baba. Ama aşık oldum.

Sana ihanetlerin en büyüğünü hazırladım, en kanlısını; bir gün beklediğin gibi benden.

Kırmızı. sana sadece kırmızı demeliyim. Ben başaramıyorum kırmızı. Hatırlamak dışında bir mucizem yok. Birşeye inandım. birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. Oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.

Sana yazarak kurtuluyorum. Bir de çubuk kraker yiyorum.

Biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutunduğum rüyalar karnımdan yollara fışkırıyor. Saçlarını ısırıyorum. Cinneti ortaya çıkaran televizyonun önünde öp beni. "sen her zaman nivyork,tan daha güzeldin" de, "seni hiç kırmadım ki" de, 'kim uydurdu bu yalanı.'

Ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor.

Artık özgürüm.. Öyle yalnızım ki..


Bookmark and Share

Tezer Özlü'den


Akılsız biri alkolik olmadı şimdiye kadar...

Acı içinde sevinç gerilim ve rahatlık, insanlar arasında yalnızlık, ölüm özlemi içinde yaşam, günlerin uzantısı olan geceler, gecesiz gündüzler, sonsuz sokaklar, sokaksız sonlar.

Uzandığımda her şey üzerime yıkıldı. Tavana kadar uzanan soba, duvar kağıtları, kentler. Yorgunum.

Kırk yıldır düşündüğüm halde, düşünmeye zamanım olmadığı duygusundayım.

Dayan buna, diye düşündüm. Senin düşüncelerini değiştirip kendilerininkine nasıl olsa uyduramayacaklar. Seni görmek istedikleri gibi olmayacaksın hiçbir zaman. Tanımadığın sürece her acıya dayanılabilir.

Bütün olaylar benim dışımda olup bitti, ben yalnız günleri ve saatleri bildim.

Tanımadığın sürece her acı dayanılabilir.

Hiç kimse ile birlikte yaşlanmak istemiyorum , kendimle bile.

Olaylar ve düşünceler kafamın içinde sürekli acılar olarak birikti. 

Seninle yatarken aldatmıyorum seni . Bu bile çok değil mi ?

Aşk acısı çekmedim hiç , çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü.


Bookmark and Share

Chuck Palahniuk

Tanrının bizi iplememesini, terketmesini affetmeliyiz. Biz onun küflenmeye bırakılmış, unutulmuş fen dersi ödeviyiz. Biz, onun akvaryum dibindeki pisliğimizi yemeye zorlanmamıza kadar iplemediği japon balığıyız.


Dışarıdaki dünyada televizyon denilen ruhlar insanları ziyaret ediyor. Ruhlar radyo tabir edilen şeyler vasıtasıyla insanlarla konuşuyormuş. Bir arada olmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyorlarmış.

O kadar çok şey öğrenmiştik ki, düşünecek zamanımız kalmamıştı.

İnsanların olmaya korktukları şey olursanız, onların hayranlığını kazanırsınız. 

Biz kadınların yetiştirdiği bir erkek nesliyiz, aradığımız şeyin başka bir kadın olduğunu hiç 
 sanmıyorum.

İntihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır.

İnsanların neden uyusturucu kullandıklarını anlamaya başlıyorum. Çünkü zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilicekleri tek gerçek kişisel macera bu.

Dinleyin sürüngenler;
Sizler özel değilsiniz, Sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, Sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz..!



Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz.


Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz ...!  


Bookmark and Share


 

2 Mart 2010 Salı

Şizofreni Günlükleri


Bookmark and Share


 
Henry'im 2008'de çıkan kitabı.