4 Mart 2010 Perşembe

Chuck Palahniuk

Tanrının bizi iplememesini, terketmesini affetmeliyiz. Biz onun küflenmeye bırakılmış, unutulmuş fen dersi ödeviyiz. Biz, onun akvaryum dibindeki pisliğimizi yemeye zorlanmamıza kadar iplemediği japon balığıyız.


Dışarıdaki dünyada televizyon denilen ruhlar insanları ziyaret ediyor. Ruhlar radyo tabir edilen şeyler vasıtasıyla insanlarla konuşuyormuş. Bir arada olmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyorlarmış.

O kadar çok şey öğrenmiştik ki, düşünecek zamanımız kalmamıştı.

İnsanların olmaya korktukları şey olursanız, onların hayranlığını kazanırsınız. 

Biz kadınların yetiştirdiği bir erkek nesliyiz, aradığımız şeyin başka bir kadın olduğunu hiç 
 sanmıyorum.

İntihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır.

İnsanların neden uyusturucu kullandıklarını anlamaya başlıyorum. Çünkü zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilicekleri tek gerçek kişisel macera bu.

Dinleyin sürüngenler;
Sizler özel değilsiniz, Sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, Sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz..!



Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz.


Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz ...!  


Bookmark and Share


 

Hiç yorum yok: